Türkiye’nin bu ders notu ‘kırık’ geldi
Merhabalar ben Eylül İrem Atik. Bu aralar okuduğum ‘Toplumsal Hak Sözleşmesi’ adlı kitap beni çok etkiledi ve sizlerle bunu paylaşmak istedim.
Bu sözleşmenin amacı; eşitliğin, özgürlüğün ve adaletin bir araya gelip huzurlu bir toplum yaratması. Yazıya, günümüz şartlarında oluşan terimlerin ve toplumun bunu nasıl kabul ettiği ile başlayacağım.
Yazdığım bu makalenin temelleri Jean Jacques Rousseau’un Toplum Sözleşmesi’ne ve İnsan Hakları Sözleşmesi’ne dayanmaktadır.
“Üyelerden her birinin canını, malını bütün ortak güçle savunup koruyan öyle bir toplum biçimi bulmalı ki, orada her insan hem herkesle birleştiği halde yine kendi buyruğunda kalsın, hem de eskisi kadar özgür olsun”
(Toplum Sözleşmesi.J-J-Rousseau: Sayfa 14)
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Buradaki sorunumuz toplumu oluşturan bireylerin yaşadığı en büyük sorun olan toplumsal cinsiyet eşitliği olmayan ülkelerde yaşananlar. Feminizm ve Maskulizm’in amaçlarının dışında kullanılmasıyla doğan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği hepimizin temel ihtiyacıdır.
Dünya Ekonomik Forumu, cinsiyet eşitliği 2018 raporunu yayınladı. Dünya ülkelerinin cinsiyet eşitliğine göre sıralandığı listenin ilk sıralarında İzlanda, Norveç, İsveç ve Finlandiya bulunurken Türkiye listenin sonlarında yer alarak 130’uncu oldu. Türkiye’yi Avrupa Birliği ülkelerinin de başta olduğu bu sıralamada, onları örnek alarak yükseltmek birinci hedefimiz olmalıdır.

- İki cinsiyette toplumda, hukukta ve hayatın her alanında eşit haklara sahip olan bireyler olmalıdır.
- Kadına yönelik şiddet, kadınların siyasete ve karar alma organlarına
katılımları, eğitim, istihdam, medya, sağlık hizmetleri, kadın/seks ticareti, din, toplumsal yönelim eşitliği gibi konularda yeterli hale gelmek için belirli hareketler yapılmalıdır. - İlk olarak kadına yönelik şiddetin temel sorununun başta cinsel eğitim
olmak üzere toplum/aile baskısı ile kazanılan öz güvensizlik yetersizliğinden yaşandığını bilmeliyiz. Şiddeti azaltmanın en iyi yöntemi
çocukluktan başlayan çocuğun kendini ve karşı cinsini tanıyabilmesidir. - Çocuğun kendi bedenini tanıması, onunla ilgili sorular sorması çok
doğaldır. Çocuğun gelişimi için doğru bilgi verilmelidir. - Ev halkı içinde çocuklar ebeveynlerini görerek büyürler. Bu yüzden
yapılan ev işlerinde herkese bir rol, görev verilmelidir. - Anne/baba gerektiğinde özür dilemeli, kendi egosunu çocuğa karşı en
düşük seviyeye indirgenmelidir. - Belli bir yaşa kadar çocuğa dini bir baskı yapılmamalı, tam tersine çocuğun
çocuk olma yaşında yapacağı işler verilmelidir. - Ergenlik döneminde bulunan bireylerin hemcinslerini ve karşı cinslerine
karşı bulunacağı davranışların ne seviyede olduğu da açıkça önemlidir. - Birey kendi ve diğer insanların özel sınırlarını bilmelidir. Sözel, psikolojik
ve eylemsel şiddetin karşı tarafı ne denli etkileyeceğini bilmelidir.
Birinci bölümün sonundayız.
İkinci bölümde görüşmek üzere
Eylül İrem Atik